.:SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ SİTE TASARIMI ERKANSEKER ALIMIDIR DÜZENLEME EMİRHAN TETİK'E AİTTİR.

sitebudurr

Komik Yazılar

Küçükken Salaktım
-Ben çocukken salaktım. Edip Akbayram´ın ismini Edi zannederdim. Yani o, benim için ´Edi Pakbayram´di.
-Ablama, ´Nasıl olup da koca bir günü canin sıkılmadan evde oturarak geçiriyorsun?´ demiştim.
´Büyüyünce insanin canı sokakta oynamak istemez ki´ cevabını vermişti. Uzunca bir sure büyüyüp büyümediğimi anlamak için kendime, ´Canin sokakta oynamayı istiyor mu?´ diye sormuştum. 
-Annem erkeğin cinsel organını ´pipi´, kadınınkini ´kutu´ olarak tanımlamıştı.O zamanlar TRT´de Cenk Koray´ın sunduğu ´Tele Kutu´ diye bir yarışma vardı. Yarışmacılar, ´Hayır Cenk Bey. Ben kutumu açmak istiyorum´ deyince koşarak odadan kaçardım. 
-Sabahları kalktığımda aklimin hala yerinde olup olmadığını anlamak için 2+2, 3+4 gibi toplama işlemleri yapardım. Sonuçlar doğru olunca da çok sevinirdim. 
-Dedemle parka gittiğimiz bir gün TRT´ciler çekim için oradaydı.Beni oynarken çektiler. Yayın günü bizim aile, jeneriğinde gözüktüğüm çocuk programını izlemek için televizyon başına gecti. Kendimi ekranda görünce,´Beni niye parkta unuttunuuuuz?´ diye gözyaşlarına boğulmuştum. 
-´Geri vites´ kavramım yoktu. Şoför, kolunu koltuğa atıp arkaya doğru bakınca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim. 
-Benden büyük kuzenlerim dondurmacıların dondurma külahlarının sivri kısmıyla kulaklarını karıştırdığını söylemişti. İnanmıştım. Hala da külahların sivri kısımlarını yemem, çöpe atarım. 
-Babaannem bir gün gelirse sevdiğim dizilerin olmadığı bir gün gelsin istiyordum. 
-Abimle Karaoğlancılık oynardık. O Karaoğlan olurdu, beni de Bizans askeri yapardı. Sonra evire çevire döverdi. Çok mühim bir şey yaptığımı sandığım için canim yansa bile hiç sesimi çıkarmazdım. 
-Yeşil ve siyah zeytinin ayrı ağaçlarda yetiştiğini sanırdım. Bulmacalardaki,´Annenin erkek kardeşi´ kısmına dayımın beş harfli ismini sığdırmaya çalışırdım. 
-Anaokulunda patates baskısı yapmayı öğrenmiştik. O kadar hoşuma gitmişti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmıştım.Ancak sanat merakım annemin yeni aldığı beyaz eteğe patatesi yapıştırmamla son bulmuştu.Hem gönlünü almak hem de el koyduğu patateslerime kavuşmak için dahiyane bir fikirle öğretmenimin yanına gittim. ´Annem´ yazısını patatese oydurttum. Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batırdığım patatesi vücudumun her tarafına bastım. Sonra da annemin karsısına gectim. Beni o halde gorunce ağlamaya başlamıştı. 
-Madonna ile Maradona´yı kardeş zannederdim. Kendi kendime, ´Bunların babası ne şanslı be. Bir çocuğu futbolun kralı,biri müziğin kraliçesi´ derdim. 
-Birinden özür dilediğim zaman Allah´ın bana bir özür vereceğini sanırdım. Sakat olacağımı düşünüp hemen ´dilediğim özrü ´ geri alırdım. 
-Kurban Bayramı´nda toplanan derilerden uçak yapıldığını sanırdım.Uçakların diş yüzeyinin bu derilerle kaplandığı için Türk Hava Kurumu´nun topladığını düşünüyordum. Uçak kaçırma filmlerinde silahla ateş edildiğinde ya da bomba patladığında, ´Ayyy! Deri delindi!´derdim. 
-´Gil´ diye konuşanları fakir zannederdim. -Annem banyodan çıktıktan sonra babamın söylediği, ´Sıhhatler olsun´ lafını ´Saatler olsun´ diye anlardım. Bunun da, ´Banyoda amma çok kaldın´ gibi bir şey demek olduğunu sanıp babamın anneme kızdığını düşünürdüm. Annemin buna karşın niye sadece, Sağol´ dediğini merak ederdim. ´Ne kibar kadın,derdim. 

Cem Yılmaz

Tiryakinin Sigara Bırakma Günlüğü
Sevgili günlük, Bu sabah Hürriyet´in Kelebek ekinde sigarayı bırakmanın vücuda yaptığı olumlu etkileri anlatan bir haber okudum. Bu tarz haberlerden oldum olası tiksinmeme rağmen nedense coşup sigarayı bırakmaya karar verdim. Kararım kesin, sigarayı bırakıyorum. Bu kararımın vücuduma etkilerini gösteren tabloyu başucuma astım. İçimin zehirden temizlenmesini tabloya bakarak daha rahat hissedeceğim. Şimdi masanın üzerindeki dolu sigara paketini buruşturup çöpe sallıyor ve sağlıklı gürbüz bir kişi olma yolundaki ilk adımımı atıyorum. 

SEKİZİNCİ SAAT 

Sevgili günlük, 
Tabloya göre sigarayı bıraktıktan sekiz saat sonra tansiyon ve nabız normale dönüyormuş. İnanır mısın, bunu hissediyorum sanırım. Tamam, tansiyon ve nabzımın bundan sekiz saat önceki halinde de anormallik hissetmemiştim,ama normale dönmesi iyi bir şey herhalde. Coşkumu paylaşmak için Teoman´ı aradım, sigarayı bırakmama "geçici Ubeyd Korbey sendromu" adını taktı. "Oğlum" dedim, "bak tam sekiz saattir sigara içmiyorum, tansiyonum ve nabzım cillop gibi oldu". 
Bunu söyleyince kendi nabzının ve tansiyonunun da harika olduğunu söyledi, meğer sekiz saattir uyuyormuş. Yavşak işte, ben ne diyorum o ne diyor. Yalnız laf aramızda, kafama takıldı gerçekten, demek ki günde sekiz saat uyuyan bir sigara tiryakisinin tansiyonu ve nabzı da günde bir kere normalleşiyor. E peki, tansiyon ve nabız günde üç kez normale dönemeyeceğine göre benim kazancım ne bu işten? Demek ki, savaşı erken bırakmayacaksın. Yoksa Teoman itinden ne farkım kalır? Onun tansiyonu da normal, benimki de.... Neyse, bakıcaz.... 

ONUNCU SAAT 

Sevgili günlük, 
Sigarayı bırakırken başlangıcın çok zor geçtiğini duymuştum. Hiç de değilmiş. Az önce yemek yedim, iştahım açılmış, yemeklerin tadını daha iyi aldım. Yıllardır ilk kez yemeğin üzerine sigara içmeyeceğim. 

ON BİRİNCİ SAAT 

Acaba azaltarak mı bıraksam? Sadece yemeklerden sonra içsem mesela? Yok yok, dayanmam lazım. Kuruyemişçiye gidip kabak çekirdeği alayım, oyalanırım. 

ON ÜÇÜNCÜ SAAT 

İki saattir aralıksız kabak çekirdeği yiyorum. Ve bir de yıldıran dejavu: "abi bu çekirdeğe elini sürünce bırakamıyorsun." 

ON DÖRDÜNCÜ SAAT 

Kabak çekirdeğini bırakınca yemekten sonrakine benzer bir sigara içme isteği uyandı. Çöpe attığım sigara paketini ararken telefon çaldı, Teomanmış. "Sağlığında yeni düzelmeler var mı?" diye sorup kahkaha attı .Vay ayı vaaay, sigarayla mücadelemde başarısız olmamı bekliyor demekki. Bu beni sinirlendirmekten çok kamçıladı. Ulan Teoman, görüşürüz bakalım. İlk işim sigara paketinin olduğu çöp torbasını evden atmak 

ON YEDİNCİ SAAT 

Sevgili günlük, 
Kendimden utanıyorum. Az önce kapıdaki çöp torbasını geri almaya karar verdim, kapıcı götürmüş. Kararsızım, sigarayı bırakanların sinirli olmaya başladığı ve kilo aldığı söyleniyor. Şişman ve sinirli biri olup Hüseyin´e benzemeyeyim sakın? 

YİRMİ DÖRDÜNCÜ SAAT 

Sevgili günlük, 
Biliyor musun, sigarayı bıraktıktan 24 saat sonra kalp krizi riski yüzde 25 azalıyormuş. Fena değil ha, ne dersin? Teoman´ı aradım az önce, sana en fazla 15 gün veriyorum dedi. Kalp krizi riskinin azalmasından sözettim, güldü. Gül bakalım Teoman efendi, gül... Gidip kabak çekirdeği alayım. 

İKİNCİ GÜN 

Sevgili günlük, 
Dün çok kötü geçti. Kuruyemişçiye gidip bir kilo kabak çekirdeği aldım. Gazeteleri çıkmadan okusaydım keşke, Hıncal Uluç köşesinin yarısını "kabak çekirdeğinin cinsel güce katkıları"na ayırmış. Allahım, ya kuruyemişçi de okumuşsa yazıyı? Ulan yüz gram al çık, bir kilo niye alıyorsun? Bundansonra o dükkanın önünden geçemem. 

ÜÇÜNCÜ GÜN 

Sevgili günlük, 
Çok güzel bir gündeyiz. Sigarayı bırakmamın üzerinden 72 saat geçti, yani sinir uçlarım bugünden itibaren yenilenmeye başlıyor. Daha da güzeli, sevgilim geliyor. Bugün biraz sinirli gibiyim, kızın yanında arıza yapmasam bari... 

DÖRDÜNCÜ GÜN 

Sevgili günlük, 
Dün ne güzel başlamıştı hatırlarsın, ama korktuğum başıma geldi ve sevgilimle kavga ettim. Her şey iyi başlamıştı halbuki. Bir ara dışarı çıktık, ben sosisli sandviç almak istedim, hanımefendi karşı çıktı. Neymiş, yürüyerek yemek yenilmezmiş. Durduk yerde kavga çıktı. Sonunda dayanamayıp karşıdaki lokantaya gittim ve patlıcan musakka söyledim. Garson tabağı getirir getirmez hatunun yanına koştum ve "yürüyerek yemek öyle yenmez böyle yenir" diyerek elimde tabak yürümeye başladım. Bir yandan da musakkayı yemeye çalışıyorum. Kız kaçmaya başladı, ben de peşinden koşuyorum. Bir ara ağzımdan köpükler çıktığını farkedince durakladım. Elimdeki tabağı çöpe atıp eve döndüm. Sevgilimin telesekreterine not bıraktım, umarım arar. 

BEŞİNCİ GÜN 

Sevgili günlük, 
Bu sabah İstikbal´den çek-yat gelecekti, öğlene kadar bekledim, ne gelen var ne giden. Birden sinirlerim tepeme çıktı, elimde odunla beklemeye başladım. Hayır, niye sözünde durmuyorsun kardeşim? Sabah dediysen sabah getir. Adamlar saat üçte geldiler, ben odunla kapıya çıkınca tedirgin olup kaçtılar. İstikbal´i arayıp siparişi iptal ettim, Seray´ı var Mobella´sı var canım, banane yani... 

ALTINCI GÜN 

Sevgili günlük, 
Sevgilim aradı, bana çok kızgın olduğunu söyleyip bir çuval zır zır yaptı. zaten ona moralim bozuk, bir de Teoman gelip karşımda fosur fosur sigara imesin mi? Dumanı suratıma üflediğinde çaktırmamaya çalışarak içime çekmeye çalıştım. Ulan özlemişim be... 

YEDİNCİ GÜN 

Sevgili günlük, 
Kabul etmem gerekir ki bugün çok sinirliydim. Gevşemek için televizyonu açıp belgesel izlemeye başladım. Discovery Channel´da Timsah Avcısı diye bir lavuk var, 10 dakika dayanamadım herife. Eline bir yılan almış, yılan çıtır çıtır ısırıyor, bu gevrek gevrek gülüyor. Neymiş, yılan zehirsizmiş.Ya arkadaşım, zehirsiz diye ne bu yani? National Geographic´I açıyorum, zürafalar var, daha iyi. Ama zürafalardan, Mary ve ailesi diye söz ediliyor. Allah belanızı versin hepinizin. Süt içip uyumaya karar veriyorum, süt şişesinin üzerine "lütfen çalkalayınız" yazmışlar. Çal-ka-la-mı-yo-rum. Mecbur muyum lan sizin şişenizi temizlemeye. Para almasını biliyorsunuz eşşoğlueşşekler sizi be! Akşam arkadaşlarla bira içmeye gittik. Buinsanlarne kadar anlayışsız var ya günlük, aklın oynar.Ulan zaten sigarasız bira içiyorum, beynim sulanmış, hala üzerime geliyorlar. Masada ideolojik hadise çıktı, dışarı kadar uzadı. Tartışma sorun değildi de "sigarayı bıraktığındanberi kilo aldın lan kocagöt" deyince dayanamayıp kafa attım Teoman´a. Yapmasam iyiydi. 

SEKİZİNCİ GÜN 

Sevgili günlük, 
Teoman arayıp bir daha benimle görüşmek istemediğini söyledi. Çok umurumdaydı lavuk. Gereken cevabı verdim zaten. Bu arada, gazetede okudum yine. Sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden bahsediyordu. Azaltarak bırakma ve marka değiştirerek bırakma maddeleri ilgimi çekti. Acaba? Ama yok yok, bu kadar dayandım, gerisini getirmek lazım. 

DOKUZUNCU GÜN 

Sevgili günlük, 
Sana ne zamandır sevgili günlük diye seslenmediğimi farkettim. Oysa sen bu dünyada beni anlayan tek varlıksın, tek dostumsun. Bugün ne oldu biliyormusun, sevgilim beni terketti. Alçak kadın, Manyaklaştığımı söyleyip ayrıldı benden. Bu arada kabak çekirdeğinin bokunu çıkardım, her tarafımda sivilce çıktı. 

ONUNCU GÜN 

Sevgili günlük, 
İki gün önce, sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden sözetmiştim. Ben iki yöntemi birleştirip hem marka değiştirdim hem de azalttım. Günde üç tane yemeklerden sonra Parliement içiyorum. O kadar zaman sonra ilk içilen sigaranın bir güzel kafası var, şaşırırısın. 

ON BİRİNCİ GÜN 

Sevgili günlük, 
Kendime bir iyilik yapıp sigarayı beşe çıkardım. Ha üç, ha beş. Eskiden günde bir paket içiyordum, şimdi beş tane içiyorum. Yine kazançlıyım yani... 

ON İKİNCİ GÜN 

Sevgili günlük, 
Bugün gazetede Amerika´da yapılan bir araştırmayla ilgili haber okudum. Habere göre günde 10 taneye kadar sigaranın çok fazla zararı yokmuş. Üstelik sigaranın markasını değiştirmekten falan da bahsedilmiyordu. Madem öyle günde 10 tane Camel içebilirim. 

ON ÜÇÜNCÜ GÜN 

Sevgili günlük, 
Sevgilimi ve Teoman´ı arayıp özür diledim. Sevgilim, bir süre daha görüşmek istemediğini söyledi. Ağzımdan köpükler çıkarken koşturduğum sahneyi unutamıyormuş. Haklı kız, bir şey söyleyemedim. Teoman aramızda geçen hadiseyi sigaraya yordu, ona göre yavaş yavaş sigara içmeye başlayınca beynim tekrar faaliyete geçmiş. Neyse barıştık ve yarın akşam buluşmaya karar verdik. 

ON DÖRDÜNCÜ GÜN 

Sevgili günlük, 
Teoman´la ocakbaşına gittik. İçtiğim sigaraları saymadım. Teoman´ın da dediği gibi, sigaranın zararlarını bilerek içiyorum, kime ne? Sana da soruyorum günlük, sana ne? 

ON BEŞİNCİ GÜN 

Sevgili günlük, 
Püfür püfür içiyorum sigaraları. Bir de, "sigaraya tekrar başlayınca ne olur" tablosu yapmaya başladım. Sevgilim de bir daha sigarayı bırakmayacağım sözünü verince geri döndü. Elveda günlük, bir daha işim olmaz seninle.

 


Memleket Anıları
Istiklal´in oralarda, 9-10 yaslarinda, buyuk olasilikla tinerci, iki cocukla konusuyor polis. Birisine sordu, "Nerede oturuyorsun sen, evin nerede senin?". 
Cocuk: "Evim filan yok, orada burada uyuyorum". 
Polis oburune dondu: "Peki sen?". 
Ikinci cocuk: "Komsuyuz!"  

Az once iş icabi Isparta´da bir musterimizi aradim. Telefonu acan kibar bayana ilgili kisinin mail adresini sordum. Hanimefendi gayet kibarca "Bizim burada internet cekmiyor" dedi. 

Cuma aksami gecenin bir yarisi Arnavutkoy´de taksi ariyordum. Fakat etrafta bir tane bile yoktu. Arabasını park etmis yemek yiyen bir taksi soforu gordum. Adama yaklasip, "Abi musait misin?" dedim. O da, "Ehliyetin var mi?" diye sordu. Taksim´e kadar taksiyi ben kullandim, o paşa paşa yemegini yedi. 

Bir arkadas anlattı. Gecenlerde Taksim´de yururken sıkışınca McDonalds´in tuvaletine girmis. Tuvaletten sonra elini kolunu sallaya sallaya restorandan cikarken elemanlardan biri arkasyndan seslenmis: "Bir gun yemege de bekleriz..." 

Izmirliler bilir, toplu tasimada Kentkart uygulamasi vardir. Karta para yuklersiniz, otobuslerde manyetik okuyucuya tutarsiniz ve okuyucu okuduguna dair sinyal sesi verir. Kentkart uygulamasinin ilk yilyidi. Yaslı ama cok tonton bir teyze elinde Kentkartla otobuse bindi. Nedense karti soforun suratina dogru tuttu(Herhalde paso gibi gosterilecek zannetti). Sofor iki-uc saniyelik saskinlik periyodunu atlattiktan sonra, "Biiiiip!" dedi. Teyze bi sey olmamis gibi gecip soforun arkasina oturdu. Otobusteki herkes kahkahalarla gulerken bense soforun zekasina hayran olmustum. 

Bir gun yolda giderken kaset satan bir dukkanin caminda aynen soyle bir yazi gormustum: "Arabalar icin cistakli muzik gelmistir."

Hfraliren srısaı
Bir ignliiz üvnsertsinede ypalın arşaıtramya gröe, 

kleimleirn hrfalreiinn hnagi srıdaa yzalıdkılraı ömneli dğeliimş. 

Öenlmi oaln brinci ve snonucnu hrfain yrenide omlsaımyış. 

Ardakai hfraliren srısaı krıaışk oslada ouknyuorumş. 

Çnükü kleimlrei hraf hraf dğeil bri btüün oalark oykuorumuşz. 

Bakın nasıl da duzgun okudunuz, ilginç değil mi?

Formula1 Türkiye Kuralları
- Türk pilotlar araçlarının bagajlarında mangal bulunduramayacak. 

- Otomobilde teyp ve anfi teşkilatı varsa söktürülecek, mini vantilatör, kafasını sallayan köpek ve dikiz aynalarında boş CD bulunduran pilotlar yarışa alınmayacak. 

- Araçların arkasında yazılı bulunan "Canısı, Var Ya, Deli Yürek, Bir Doyamadım Bir de Sabah Uykusuna, Günahkar Sokakların Tövbekar Çocuğu Muhittin; O Şimdi Asker, Tertip İdris, Anan da sollardı" gibi ibareler acilen çıkartılacak. 

- Pitstop anında (tamir bakım amaçlı kısa mola) teknik ekipten, "Usta gelmişken bir karbüratöre bakıver", ya da Diferansiyelden ses geliyor, alt takımlara el atıver" gibi taleplerde bulunulmayacak. 

- Ülkemize gelen hiçbir yabancı pilotun arabasına yaklaşıp, "Usta kaç yapıyo bu?", "Bizim Almanya´daki kayınçoda bunun aynısından vardı", Bunların ikinci elleri kaça gidiyo hoca" gibi sorular sorulmayacak. 

- Start verildiği anda arkadan Daaaaat" diye kornayla uyarı yapılmayacak. 

- Yarış sırasında yabancı pilotlarla çarpışmak suretiyle kaza yapan pilotlarımızın, "Trafik gelmeden yerinden kıpırdatmam arabayı", ya da "Sana sanayiden tanıdık bi ustanın kartını vereyim, git ona yaptır, faturayı ben hallederim" gibi yaklaşımlar göstermelerine kati surette izin verilmeyecek. 

- Yabancı sigara reklamlarıyla birlikte, milli menfaatler uyarınca, sigara ve içkilerin yanı sıra Vefa Bozacısı gibi reklamlar alınabilecek. Ancak, yarış sırasında kesinlikle çay sigara içilmeyecek. 

- Cam silici çocuklar pistten uzak tutulacak. 

- Yine startta bekleyen arabaların arasına, trafik tıkalı zanneden sucu, kağıt helvacı, simitçi gibi seyyar satıcıların girerek sürücülere satış yapması engellenecek. 

- Piste kati surette hız engelleyici tümsek konmayacak. 

- Pistin çevresinde büyük veya küçük baş hayvanların, sürücülerle virajı aldığında karşı karşıya gelmesine engel olunacak. 

- Seyircilerin bir kaza anında piste fırlayıp, kazma, kürek ve levyelerle sürücüyü yaka paça arabadan çıkarmalarına engel olunacak. 

- Pitstoplarda duran otomobillere kapkaççıların yaklaşmasına izin verilmeyecek.

- Starttan önce otomobillerin başında bekleyen Pit Bebeklerine "Yavrum hepsi senin mi?", "Bebek akşam musun?" gibi tacizlerde bulunanlar kesin diskalifiye edilecek. 

- Otopark mafyasının, pistin etrafındaki 10 kilometre çapındaki alana girmesine kolluk kuvvetleri engel olacak.

Irkların Faydaları
  • Fransız olmanın faydaları

1. Geceyarısı TRT 2´de yayınlanan filmleri seyrederken altyazıları okumanız gerekmez.
2. Kendi nükleer silahlarınızı başka ülkelerde denersiniz.
3. Salyangoz ve kurbağa yiyebilirsiniz.
4. Kadınlar konuşmanıza bayılır.
5. Çirkin olsanız da sinema yıldızı olabilirsiniz.

  • İngiliz olmanın faydaları

1. Sıcak bira.
2. Wimbledon.
3. Geçmiste yaşayarak hala imparatorluk olduğunuzu düşünebilirsiniz.
4. Haftada bir kere banyo yaparsınız.
5. Madde dörde göre iç çamaşırı değiştirirsiniz.

  • Avustralyalı olmanın faydaları

1. Büyük dedenizin dünyanın hiçbir ülkesinin kabul etmediği elikanlı bir cani olduğunu bilirsiniz.
2. Soğuk bira içersiniz.
3. Plajda soğuk bira içersiniz.
4. Evde soğuk bira içersiniz.
5. Timsahları seyrederken soğuk bira içersiniz.

  • Hintli olmanın faydaları

1. Harika bir İngilizce.
2. Sabahtan akşama meditasyon.
3. Evde dolaşan maymunlar.
4. ineklerin bolluğu
5. Kamasutra.

  • Alman olmanın faydaları

1. Her işinizi Türklere yaptırırsınız.
2. Türklere "Merak etmeyin sizi Avrupa´ya alacağız" dersiniz.
3. Sıkılınca Türklerin evlerini yakarsınız.
4. Tarihinizden bahsetmezsiniz.
5. Çok sıkışınca "Suçluyum" dersiniz.

  • İspanyol olmanın faydaları

1. Amerikayı kılıçtan geçirmekle övünürsünüz.
2. Sahilleriniz Almanlar ve İngilizler tarafından işgal edilmiştir.
3. Gerisini zaten Araplar işgal etmişlerdir.
4. Sokakta boğalar koşar.
5. Kadınları etkilemek için dar pantolon giymek zorundasınız.

  • TÜRK OLMANIN FAYDALARI

1. İçten ve dıştan bütün saldırılara, enflasyona, trafik canavarına,komşularına, Avrupa´ya ve bütün dünyaya rağmen asırlardır ayakta kalarak doğal seleksiyonun yarattığı en güçlü millete ait olmanın tadını çıkartırsınız...
2. Bütün dünyanın kaos olarak tanımladığı durumlarda kendinizi evinizde hisseder, huzur içinde yaşarsınız...
3. Dünyanın en güzel plajlarında, dünyanın en güzel manzaralarına karşı denize girer, bununla da kalmaz denizde, kuyuda soğutulmuş karpuz yersiniz. Hatta akşama rakı, yanında meze istersiniz...
4. Radyo dinlerken duyduğunuz bir parçayla kaderinize küser,ağlamaklı olur, ondan sonrakiparçayı duyar kalkar fıkır fıkır oynarsınız...
5. Her sabah vatanı kurtarmak üzere yeni bir senaryo ile uyanır,bugünün işini yarına bırakarak yatarsınız.

Tabu Diyalogları
Kelime: Dip
- Zıkkımın … neyi deriz??? 
- Zıkkımın kökü.. 
- Zıkkımın Kökünün kökünü al! 
- Hıımm.. Zık!!?
- Hönk?!! (Topluluk Kopar) 

Kelime: Çiçek
- Burnunla ne yaparsin? 
- Karıştırırım
- Puuahhaa

Kelime: Gardiyan
- Ya hani kapalı bi mekanda çalışıyorlar
- Bekçi
- Ya hayır ya, hani herkes korkar bunlardan
- Patron, müfettiş
- Ya geri zekalı mısınız bee,... Hani düdükleri vardır? 
- Antrenor?? Hakeemmm?? 
- Ulen öküz herifler
- Sen kime öküz diyon ya...... 

Kelime: İstiklal Marşı
Anlatan(kız): 
- Yaaa.. hani bizim için çok önemli en önemli şeylerden biri.. 
Cevaplayan(erkek): 
- Bekaret?! 

Kelime : Sanatçı
- Hani bööle Tarkan gibi bisi... 
- **** !! 
- Ayy çok hayvansın murat.. 

Kelime: Kokteyl
- Bazıları evlenmeden önce verir
- !!!??? 

Kelime: Bodur
- Akdeniz’in bitki örtüsü nasıldır? 
- Maki
- Peki nasıldır yani? 
- Kışlar ılık ve yağmurlu... 
- Puhahaha...!?! 

Kelime: Kafeinsiz Kahve
(Son saniyeler) 
- Yuhhh be, bunu nasıl anlatacam. pas. 
(Zaman biter) 
- Kelime neydi? 
- Kefensiz kahpe... 
- Neeee??? 
- Pardon,.. kefensiz kahve... 
(Digerleri karta bakar, grup kopar) 

Kelime: Dergah
- Hani böyle insanlar ulvi bir amaç için bir araya gelir aynı mekanda
- Satanist ayinleri
- Çarpılırsın valla
- Ha tamam trafo
- Ohaa.. ( Topluluk iptal ) 

Kelime: Telepati
- Hepimizde var çalar ya da hani izleriz biz bunu, hatta aynı başlayan bi program var iğrenç falan...... 
- Telefon televizyon televole tele? 
- Tamam, ... bi de kedilerin ayağina ne denir; kes birleştir onları... 
- Volepati? 
- Yuhhh!! 

Kelime: Uçak
- Havada uçar ya.. 
- Leylek
- Yok bunun kanatları var
- Ulen leyleğin yok mu? 

Kelime: Kabarmak
- Abi, şimdi maddeler ısınınca nolur
- Genleşir
- Ha tamam, şimdi pasta yapmak için ne lazım
- Krema
- Başka, pastanın eski hali ne oluyo
- Kek
- Tamam, simdi annen kek yapıyo, diyo ki bu kek artik "bisey oldu,...alıyım " diyo... Ne der orda, genleşme anlamına geliyo
- Genleşti
- Hayır lann,... Genleşti anlamına geliyo... 
- Eeee genleşti işte
- Ulan senin anan bu kek genleşti artık alıp yiyelim mi diyo  
5 sn sessizlik…
- Eveet... 
- Ben oynamıyom bunla yaa... 

Kelime: Yoyo
- Ya simdi hani böyle var ya... Hani böyle aşağı yukarı sallarlar... Bi dakka ya, ben burda anlatırken sen benim telefonumu mu karıştırıyosun!!!!! 
- yoooo
- Hahhh şimdi alın bu heceyi ikiyle çarpın! 
- Yo-yoooo!!!!! 
- Aferim lannn... 

Kelime: Horoz
- Hani abi gece yatarız, sonra dalarız... yaniiii, nasıl anlatsam... 
- Rüya mı abi? 
- Yok değil... Hani sonra işe gitmeniz gerekir.. 
- Uyanırız.. 
- Hahhhh,... Nasıl uyanırız abi.??? 
- Telaşla uyanırız, geç kalmışızdır, alarmla uyanırız..... Sürer gider bu. 
(Uzun sure sessiz kalır, kasılır eleman.....) 
- Amannnn ne kasıyorum ya,... Civcivin babası!! 
. - Horozzzzz!. 
- Tam isabet.. 

Kelime : Uyurgezer
Kız : Bak hani ben gece yataktan kalkıyorum dolaşıyorum, yemek yiyorum, ama naap´tığımı bilmiyorum filan. 
Erkek : (Suratına bakarak) Ohaa! obez!!! 
(Topluluk : mu-hah-ha-ha) 
Kız : İğrençsin,... konuşmuyorum.. 

Kelime : 1 Nisan
- Abi, 31 Mart´tan sonra ne gelir ? 
- 32 Mart
- Harbiden bravo yani... Senin gibi lama´dan başka cevap beklenemezdi zaten.. 

Kelime : Cin Tonik
- İnle kim top oynar? 
- Ciinnn! 
- Yanında ne iyi gider? 
- Toniiik! 

Kelime : Sümüklü Böcek 
- Hani bi hayvan var spiral şeklinde bi kabuğu var. 
- Salyangoz
- Hah ona cok benziyo. Ama sen nezle olunca ne akar burnundan
- Sümük
- Evet evet bu salyangoz benzeri hayvanda bundan var
- Nası yani hayvanın sümüğü mü var? 
- Evet. karafatma nedir? 
- Hamamböceği
- Hah 2. kelimeyi kes
- Böc
- Yok yok kelimenin tamamı
- Hamamböc
- Allah belanı…

Kelime : Vazelin 
- Hani abi böle yüzüne de sürersin kıçına da sürersin?.... 
- Vazelin!!!!!! Holeeeeyyy

Kelime : Beşik 
- Hani alttan titretiyosun yavruyu? 
- ??!!!!

Babasının Dursun´a Mektubu
Uy sevgili uşağum Dursun
Allah´ın selamı üstine olsin...
Mektubu çok yavaş yazayrum, çünkim bilirum, çabuk okuyamazsun ! Benden yana sual edersen, Allahuma pin şükür iyiyüm, yeni pir iş puldum. Emrimde yüze yakın adam var, hepsi de sessüz sedasuz, kendi hallerinde. Ne iş pulduğumu soraysan söyleyeceğum patlama, mezarluk pekçisi oldum. Bacin Emine bir uşak doğuracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli değül. Haçan o yüzden sağa dayi mi oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum. Temel emicen de tükan açtı, o da otuza aldigini yirmipeşe verir, sürümden kazaniyormuş öyle dedi. Bizim köye findukçularin Temel´i muhtar sectuk, akillu usak da! Geçen gün hepimizi zelzeleye karşi aşi etturdu. Temel akilludur, hem de durusttur.. Geçenlerde bir taksinin şoforu köye varmış, muhtari arayu, meğer yolda pir tavuk ezmuş sahibini soraymuş. Muhtar Temel tavuğa pakmış, ha pu bizden değildur, pizum köyde yassu tavuk yoktur, demiş. Senin küçüğün Memet cok akilli bir uşak çıktı. Geçen gün tepeye varmiş, elinde bir ip sallayup duriy. Anan, “Uy uşağum ne edeysun orada ?” demiş. O da hava turumuna bakayrum demiş. Çektum oni akşam karşuma, anlat pakayum şu hava turumu işinu dedim. Anlatti, meğer ip sallanunca havanin rüzgarli olduğuni, ip islaninca da yağmur yağdiğuni anlaymiş. Çok akilli uşak vesselam. Sen o yaşta böyle akilli degildun! 
Yaa işte boyle usağum.. Memleçetten sağa pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine yazarum.. 
Baki Hudaya emanet ol. 
Baban 

Not: Mektupa para koyacaktum, ama geç aklima celdi, zarfi kapatmişum !

Zavallı İnternet Servis Sağlayıcılar
- Siyah ekran çıktı efendim... 
- Yazın kullanıci adınızı. 
- Yazdım. 
- Parolanızı da girin.
- Tamam.
- Garip karakterler akmaya başladığında klavyeden F7´ye basın.
- Elimle mi?
- Eee, siz bilirsiniz. 

- Ben bir IMac kullanıcısıyım.
- Buyrun hanımefendi, sorun neydi?
- Benim CD sürücümden içeri sinek girdi.
- Anlayamadım efendim.
- IMac´ime sinek kaçti.
- Peki ben telefondan ne yapabilirim sizce?
- Ama görüyorum, yürüyor içerde.
- Böcek ilacı falan sıkın isterseniz...
- Bir şey olmaz mı?
- Bilmem, aslında biz IMac´e destek vermiyoruz pek, PC olsaydı yardımcı olabilirdim. 

- Benim büyük bir sorunum var, siz acaba eve hizmet veriyor musunuz?
- Eeoo, hayır? Burdan yardımcı olmaya çalısayım...
- Ben internete girmeye çalışınca bilgisayardan acayip sesler geliyor.
- Ne yaptığınızda geliyor o sesler?
- Bağlan diyorum, telefon sesi geliyor, sonra da cıyaklıyor.
- O modem sesidir efendim, o ses sizin modeminiz ve Türk.net modemi arasında bir bağlantı kurulduğu... (Sözümü keser)
- Yok yok, bozuk bu, siz iptal etmiyim diye öyle diyorsunuz... Benim hesabımı siler misiniz?
- Fakat bu bir sorun değildir, bu herkesin bilgis... (Yine sözümü keser)
- Ne yani, herkesin bilgisayarı gazi olan bebek gibi viyaklıyor mu, kimi kandırıyorsunuz Allah aşkına... Dolandırıcılar... 

- Efendim sizin modemler bana küfrediyor.
- Anlayamadım efendim.
- Bunda anlayamayacak ne var, resmen küfrediyorlar işte.
- Emin misiniz?
- Buyrun dinleyin (telefonu çevirme sesi, çalan telefon sesi, peşinden ana avrat küfür).
- Ee siz hangi numarayı aramıştınız bir kontrol edelim.
- 0... - 344 26 16.
- Bu sizin numaranız mı?
- Hayır, aradığım numara.
- Beyefendi, o bizim numaramız değil bir ev numarası.
- Ben 10 gündür bu numaradan bağlanmaya çalışıyorum ama...
- O zaman doğaldır küfretmesi. 

- Benim sayfalarım gelmiyor.
- Şu an yurtdışı çıkışımızı sağlayan uydudan kaynaklanan bir sorun var efendim.
- Bir ilgileniverseydiniz siz.
- Şey, uydu uzayda efendim.
- Haa, tamam o zaman.


- Benim kredi kartımdan para çekilmiş.
- Aylık hesap mıydi?
- Evet.
- O zaman her ay başında para çekilir efendim.
- Hani sınırsızdı lan bu... 

- iyi akşamlar, bilmem ne net.
- iyi akşamlar birader, ben tam olarak 26 dakika 36 saniyedir internete bağlıyım ve haalaaaa hiçbir şey gelmiyor, daha ne kadar beklemem lazım acaba? (sinirli bir ton)
- Gelmiyor derken sayfalar mı açılmıyor beyfendi?
- Hayır kardeşim, hiçbir şey olmuyor. İşte bak 27 dakika 53 saniye oldu, hâlâ yok.
- Internet explorer´i açtınız mı beyfendi?
- Nasıl yani?
- Himm beyfendi, Internet´e girdikten sonra Internet explorer ya da Netscape programını çalıştırarak web sayfalarını gezmeye başlamanız lazım.
- Alala, Internet´e girince kendi bağlamıyor yani. 

- Sanırım makinam kilitlendi.
- Şimdi söyle yapalım, ctrl-alt-delete.
- Hepsine aynı anda mı?
- Evet.
- Ama parmaklarım yetmiyor?
- Bakın önce ctrl´ye sol elinizin baş parmağıyla, sonra sağ elinizin baş parmağıyla alt-gr´ye, sonra da sağ elin işaret parmağıyla delete tuşuna basıyorsunuz.
- Ctrl´ye bastım, alt tuşuna da şimdi.
- Delete´e basıcaksınız.
- Ctrl´den elimi çekeyim mi?
- Hayır efendim.
- Peki alt-gr´den?
- Hayır efendim dedim ya, hepsine aynı anda basıyo olmanız gerekiyor.
- Daha kolay bir yolu yok mu?
- Var efendim, makinada reset yazan yere basın.
- Nerede o?
- İsterseniz ctrl alt delete´i deneyelim, basmanız gerek, sadece bir tuş kaldı.
- Tamam fişini çektim.
- Peki...
- İyi aksamlar.
- İyisi falan kalmadı beyfendi! Sinirden köpürüyorum, derhal iptal edin hesabımı! 

- Buyrun, problem nedir hanımefendi?
- Bakın, birkaç gündür sizden aldığım paketle Internet´e giriyorum, bu arada arkadaşlarım sürekli telefonumun meşgul olduğundan şikâyet ediyorlar, önceleri anlayamadım, sonra saatlere bakınca, ne zaman sizin hesabınızı kullansam telefonumun meşgul olduğunu anladım!!!
- Bu çok doğal hanımefendi, çünkü modeminiz telefonunuzu kullanıyor bağlantıyı sağlayabilmek için, bizimle bir ilgisi yok bunun, bütün bağlantılarda aynı şey olur, hatta olması gereken de budur.
- Yok kardeşim yok, siz benim Internet´te olmamdan faydalanıp telefon hattımı kullanıyosunuz.
- Öyle bir şey teknik olarak mümkün değil zaten hanımefendi, lütf...
- İptal edin dedim, sorun çıkarmadan iptal edin, ben de bu işi büyütmeden kapatıyım, yoksa kötü olacak sizin için.
- Hanımefendi siz bilirsiniz, fakat..

Yılın Telesekreter Mesajı
Konumuz California´daki Pacific Palisades adlı okul.. Burada okuyan çocukların velileri, bütün okulu ve öğretmenleri dava ediyor, çünkü bütün dönem boyunca 15 ile 30 gün arasında devamsızlık yaptıkları halde çocuklarının derslerden kalmalarını kabul etmiyorlar.. Velilerin neredeyse tehdide varan itirazlarıyla baş edemeyen okul yönetimi, en sonunda telesekreter mesajını aşağıdaki şekilde değiştiriyor, ve "YILIN TELESEKRETER MESAJI" ödülünü kazanıyor. 

"Merhaba! Pacific Palisades´e hoşgeldiniz. Bu bir otomatik mesajdır. Lütfen seçenekleri tek tek dinleyerek istediğiniz departmanla ilgili tuşa basınız.
  • Çocuğunuzun neden devamsızlık yaptığı konusunda yalan söylemek için 1´e
  • Çocuğunuzun neden ödevlerini yapmadığı konusunda yalan söylemek için 2´ye
  • Bizim hangi konularda işe yaramadığımızı belirtmek için 3´e
  • Evinize gönderilen ve alıcı imzanız üzerinde olduğu halde almadığınızı iddia ettiğiniz uyarı mektupları için 4´e
  • Müdür ve diğer yetkililere küfür etmek için 5´e
  • Çocuğunuzu her sabah en az 10 dakika bekleyen okul otobüsü hakkındaki şikayetleriniz için 6´ya
  • Süper kabiliyetli mükemmel çocuğunuzun beceriksiz öğretmeninden yakınmak için 7´ye
  • Bıraksanız bütün okulu yiyecek çocuğunuzun yetersiz bulduğu okul menüsünden şikayet etmek için 8´e basınız
  • Çocuğunuzun gerçek bir dünyada yasadığının farkındaysanız ve sorumluluk almayı öğrenmesini istiyorsanız, bunun için de ona verilen ödevleri zamanında ve tam olarak yapmasının çok önemli olduğuna inanıyorsanız, ayrıca eğitimin ilk önce ailede başladığının bilincindeyseniz, artık telefonu kapatabilirsiniz.. iyi günler dileğiyle.

Yeşilçam´ın Dövüş Teknikleri
  • Kavga sahnelerinde, eğer ortalıkta bir havuz görünüyorsa, grup ne kadar kalabalık olursa olsun, kavga bütün kötü adamlar havuza atılana kadar sürer...
  • Havuzun gerçekten de kötü adamlar üzerinde nihai bir etkisi vardır. Havuz yakınında kalabalık bir dövüş cereyan ettiğinde, kötü adamlar kahramanımız tarafından defalarca yere serilseler bile kalkıp yeniden saldırırlar. Ancak havuza atılan asla havuzdan çıkıp tekrar saldırmaz.
  • Tabancalı çatışmalarda; kurtulmak için fotr şapka giymek yeterlidir. Bu kesin bir tabudur: Fotr şapka takan birinin, şapkası vurulur...
  • Ormanda dövüş sahnelerinde, polis tam iyi adam kötü adamların hepsini alt eder etmez gelir. Kahramanımız son yumruğu atınca, birden bire orman yolunun ortasında arka arkaya dizili iki ya da üç trafik polisi arabası belirir.
  • Polis baskınlarında, kaç polis arabası olursa olsun, hepsinin kapıları aynı anda açılır. Öndeki arabadan iki tane pardösülü ve fotr şapkalı sivil polisle iki tane üniformalı polis, arkadaki araba ya da arabalardan da dörder tane üniformalı polis çıkar...
  • Silahlı çatışma sahnelerinde, en kötü yer tavandır. Tavanlarda kötü adamlar durur ve hepsi tek tek vurulup aşağıya düşer.
  • Tavandaki adamın yapabileceği en kötü şey, arkası donuk olan kahramanımıza nişan almaktır. Çünkü tam o anda, kahramanımızın arkadaşı tarafından vurulur...
  • Eğer başta kötü adamın elinde bıçak varsa korkuya gerek yoktur. Çünkü bu durumda, kahramanımız kötü adamın kolunu bükerek bıçağı elinden düşürür. Ancak elinde bıçak görünmeyen adamlar tehlikelidir, çünkü son anda çıkarıp esas kız ya da esas oğlanın karnına saplayabilir...
  • Kahramanımız eğer dayak yiyor ise yerde kum olamasa da ne yapar eder bir avuç kumu kötü adamın gözüne atar ve o sahneden itibaren kötü adamı dövmeye başlar.
  • Kalabalık kavgalarda filmin kahramanını yenmenin en pratik yolu, kafasına bir çuval geçirip, çuvalın etrafını iple sarıp, dört bir yandan sopayla vurmaktır...
  • Kötü adamlar kahramanımızın üzerine kurşunları boşalttıkları halde, kurşunların hiçbiri isabet etmez. Ama kahramanımız bir kurşun ile iki hatta üç kötü adamı öldürebilme yeteneğine sahiptir.
  • Kahramanımız intikam yeminleri edip baş kötü adamın bulunduğu binaya gittiğinde binanın ilk üç katı kötü adamlarla doludur fakat baş kötü adamın bulunduğu dördüncü katta tek bir kötü adamın izine rastlanmamaktadır.
  • Yine kahramanımız intikam yeminleri etmekte ve baş kötü adamımız korku içinde bulunması gerektiği binanın dördüncü katında beklemektedir. Madem baş kötü adamımız korku içinde hazin sonun kendisine doğru geldiğini hissedip bütün adamlarını bina içinde toplamaktadır, neden başka bir binada kahramanımızın ölümünü beklememektedir. Acaba o kadar zenginlik içinde başka binası mı yoktur?
  • Bütün kavgaların sonunda polis gelir. Sanki bütün filmi televizyondan izlemiş ve kimin haklı kimin haksız olduğuna karar vermiş gibi kötü adamları tutuklar ve kahramanımıza teşekkür ederek olay yerinden ayrılır. Yerde dayaktan pestili çıkmış adamların iyi adamlar olmadıklarını polis şip şak anlamaktadır.
 
Bugün 26 ziyaretçi (29 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol